Başkan Yardımcısı Yılmaz canlı yayında gündemi değerlendirdi: (1)
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “İç tasarruflarımızı, ihracatımızı, turizm gelirlerimizi artırdıkça, döviz kazandırıcı faaliyetlerimizi geliştirdikçe döviz kuru daha sağlıklı bir zemine kavuşacak” dedi. söz konusu.
Yılmaz, CNN Türk’te soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonun dünyada ve Türkiye’de ana sorun olduğuna, buna karşın resesyon riski olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin reelde çok güçlü olduğunu, ihracatta ve turizmde büyük artış kaydettiğini söyledi. gelirleri ve dünya ekonomisinin son 3 yılda yüzde 6 büyüdüğü. Yüzde 20 büyüdüğünü söyledi.
“Sektörel politikalar enflasyonu da etkileyebilir”
Enflasyonla farklı boyutları ve unsurlarıyla mücadele edeceklerini belirten Yılmaz, “Tabi bir yanda para politikaları var. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Merkez Bankamızın görev alanına giren konular var ama Bununla da kalmıyor.Bir yandan maliye politikamız ile para politikamız bir bütünlük sağlıyor.Uyumlu bir şekilde devam etmesi söz konusu.Diğer yandan sektörel politikalar da enflasyonu etkileyebiliyor.” terimleri kullandı.
Hanelerin en büyük sorununun gıda, kira ve elektrik olduğunu belirten Yılmaz, tarım ve gıdanın stratejik bir dal olduğunu ve birçok farklı alanı içermesi nedeniyle çok kapsamlı bir şekilde ele alınacağını kaydetti.
“Dünyada büyüme hızı düşüyor”
Enflasyonda “beklenti yönetimi”nin değerine dikkat çeken Yılmaz, iş ve hizmet fiyat artışlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Negatif beklentiler oluşturulduğunda maalesef bu kendi kendine yeten bir sürece dönüşüyor. Burada geleceğe yönelik bu beklentileri kırmak gerekiyor. Çünkü insanlar bazen bu işin fiyatını artırabiliyor, hem tüketici hem de üretici bunu yapabiliyor. Bu psikolojiyi, bu beklentileri kırmamız lazım.Yine gerçek normalleşmeye gitmemiz lazım ama bu bir süreç tabi ki bir gecede olmaz ama belli bir zaman diliminde yavaş yavaş bunu göreceksiniz. bu bahise biraz ara verin.Dünyadaki gelişmeler bizim için de bir ölçüdür.Yardımcı olacaktır.Çünkü emtia fiyatları düşmeye başladı.Dünyadaki büyüme hızı geriliyor.Uluslararası kuruluşların yayınlarına baktığınızda, dünya büyümesi bu yıl yüzde 3’ün altına düşecek.Küresel düzeyde büyümede sorun var.Bu petrol ve diğer emtialara olan talebi düşürüyor.Ayrıca fiyatlar düşüyor ve özellikle elektrikte fiyatlarda düşüş görüyoruz. Dünyada. Bu da bir önlem almamıza yardımcı olacaktır. Bir yandan iç tedbirlerimiz ve tüm bunlarla adım adım daha olumlu bir noktaya geleceğiz.”
“İyi bir süreç yönetimi ile enflasyonu düşüreceğiz”
Enflasyonda kısa sürede tek haneli rakamlara ulaşılamayacağını ve bunun Orta Vadeli Program’a alınacağını belirten Yılmaz, “Bu belli bir süreç, ekonomi böyle bir alan. Enflasyona her şey olarak tek başına baktığınızda, çok kısa sürede bir şeyler yapacaksın ama diğer alanları da paramparça edeceksin.” Bir yanda istihdam, büyüme, toplumsal istikrar var. Tüm bu istikrar sayesinde ve belli bir süre içerisinde doğru süreç yönetimi ile enflasyonu düşüreceğiz. Ancak şunun altını çizelim. Bu süreçte enflasyonun emekçilerin geniş kesimlerini ezmemesi için de önlemler alacağız.” Yani bunun zaman alacağını söylerken öte yandan bazı önlemler aldık ve almaya devam edeceğiz. toplumun geniş kesimlerinin enflasyonun altında ezilmelerini önlemek ve alım güçlerini korumaktır.” dedi.
“Döviz kuru da daha sağlıklı bir tabana sahip olacak”
Döviz kurundaki artışa ilişkin soruya Yılmaz, “Döviz arz ve talebinin ortasında bir istikrar sağlanması değerlidir. Bu açıdan serbest kur rejimimiz var. Rastgele bir kur varsayımımız veya Döviz kuru hedefimiz lafta değil. Biz sadece spekülasyona karşı çalışıyoruz, çünkü bu piyasayı bozan bir şey. Bunun da ötesinde döviz piyasada arz-talebe göre yerini buluyor. Burada değerli olan cari açığı azaltıcı tedbirlerimizdir. Bu döviz kurunda istikrarın da temeli olduğunu düşünüyorum. Başta kamu olmak üzere yurtiçi tasarruflarımızı artırmalıyız. Yurtiçi tasarruflarımızı, ihracatımızı, turizm gelirlerimizi artırdıkça döviz kazandırıcı faaliyetlerimiz geliştikçe kur da daha sağlıklı bir yere gelecek. Merkez Bankamızın rezervleri de daha iyi bir noktaya gelecek.” cevabı verdi.
2028’de 1,5 trilyon dolarlık bir ekonomi hedeflediklerini hatırlatan Yılmaz, “Bunun için elbette şartlar var. Bugün 230 milyar dolar seviyesinden 900 milyar dolar seviyesine geldiğimiz gibi, 2028 yılında da 200 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde 1,5 trilyon dolar. Bu yatırım demektir. Her zaman desteklemeye devam edeceğiz ve yatırımlar için uygun ortam ve finansman konusunda elimizden gelen çabayı sonuna kadar ortaya koyacağız.” söz konusu.
“Gerekli önlemleri alarak hareket edeceğiz”
Döviz Korumalı Mevduat’tan ani bir çıkış yerine kademeli bir geçiş olması gerektiğini aksi takdirde bunun finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açabileceğini belirten Yılmaz, Döviz Korumalı Mevduat’ın vadesinin yıl sonunda olmayabileceğini ve bunun şartlarını söyledi. tartışılmalıdır.
Yılmaz, “Kur korumalı sistemi birden bire bitirme gibi bir yaklaşımımız yok. Burada kademeli hareket edeceğiz, endişeye mahal yok. Öte yandan Türk lirası tasarruf enstrümanlarını cazip hale getirerek gerekli tedbirleri alıyoruz” dedi. bu tasarrufların farklı dövizlere kaymasını engelleyecek tedbirler vs. Güvenle hareket edeceğiz, burada bir endişe olmasın.” dedi.
“Yılın ikinci yarısında daha olumlu bir bakış açısı var”
Türkiye’nin dışa açık ve serbest piyasa ile yoluna devam eden bir ekonomiye sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, kurun belli marjlar dahilinde hareket edebildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Burada değerli olan nominal döviz kuru ve reel döviz kurudur. Yani reel döviz kuru dediğimiz enflasyonsuz döviz kurudur. Enflasyonist bir ortamda döviz kuru hiç hareket etmiyorsa, aslında türk lirası değer kazanıyor yani enflasyonla birlikte türk lirası değer kazanıyor.dolayısıyla enflasyonun olduğu bir ortamda enflasyon bir aşağı bir yukarıdır.paralel formda döviz kurunda belli bir hareket olması demek türk lirasının Reel olarak değerini koruyor.Dolayısıyla bu reel kura bakmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.Reel kurda çok değerli bir hareket göreceğimizi düşünmüyorum.Özellikle önümüzdeki dönemde bir daha pozitif bakış açısı neden cari açıktan bahsetmiştim yılın ikinci yarısında çok daha olumlu bir bakış açımız var cari açık yükselmeye devam edecek ama düşüş trendi görüyoruz diğer faktörler başta elektrik fiyatları olmak üzere , devreye girecek. Dolayısıyla yılın ikinci yarısında cari açığımızda daha olumlu bir tablo var. Biz de politikalarımızla destekleyeceğiz.”
(sürecek)